Bir çocuk doğurdu gece. Seslerle yıkadı onu hayatla kutsadı. Çocuk iki yaşına bastığında bileklerine zincirden halkalar bağlamaya başladı. Çocuk büyüdükçe zincirlerde büyüyordu onunla. Bir lanetti bu. Sadece bulutlar kaplamış gökyüzü döküldüğünde yer toprak üzerine, çözüyordu zincirin her bir halkasını gece. Bir nefesti bu. Çünkü bütün lanetlerde olduğu gibi bu lanette mahkûmdu nefes alan bir döngüye.
Daha sonra başka çocukları da oldu gecenin. Ama hiçbirine ilk doğana duyduğu nefreti duymadı. Elinde değildi, seçme şansı olsaydı eğer belki de nefretin kararttığı bu döngünün yüzünü biraz da olsun güneşe çevirebilirdi. Ama belki de zamanın içinde veya dışında her yüzyıl tekrar tekrar doğursa da onu, her seferinde yine mahkûmu olacaktı bu nefretin. Çünkü gece de biliyordu Tanrı’nın bile elsiz ayaksız olarak yarattığı bu çocuğun ne kendisinin yükünü taşımaya gücü yeterdi ne de elinden kaçabilirdi. Sadece bakardı çocuk iki kör dipsiz bir kuyuya benzeyen gözleriyle bakardı. O her gece ağladığın, aradığın Tanrı benim der gibi bakardı.
…
https://mucbirfanzin.blogspot.com/2021/01/mucbir-5-sayi.html
Ebru Kaya
13. 04. 2020







Yorum bırakın